8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ KUTLU OLSUN
8 Mart; ailede ve yaşamın her alanında eşitliğin sağlanması, emeğin sömürüsünün ve ayrımcılığın sonlandırılması, kadının insan haklarının ihlal edilmesinin önlenmesi için gerekli çalışmaların yapılmasının talep edildiği gündür. Uzun mücadeleler sonucunda elde edinilmiş kadın hakları kazanımlarının korunması, günümüzde dünden daha büyük bir inanç ve dayanışma gerektiriyor. Fırsat eşitliğinin sağlanmaması nedeniyle kadınlarımız eğitim haklarından yoksun kalıyor, istihdam olanaklarından yararlanamıyor, yönetim ve karar alma mekanizmalarında yeterince yer alamıyorlar.
Toplumsal cinsiyet eşitsizliği, kadına yönelik ayrımcılığın ve şiddetin önünü açıyor. Son yıllarda ülkemizde kadın cinayetlerinin önüne geçilememesini, kadına yönelik şiddet ve istismarın artış göstermesini endişeyle izliyoruz. Bunların nedeni yasaların yetersizliği değil; kadını eşit ve özgür bir birey olarak görmeyen zihniyetin sistematik olarak beslenmesidir. Bu nedenle aile içinden başlayarak kamusal alana yayılan cinsiyet ayrımcılığına ve eşitsizliğine neden olacak politikaların sonlandırılması, sorunun çözümü için anahtar rol oynuyor.
Covid 19 pandemisi sonrası ülkemiz derin bir ekonomik buhranla karşı karşıya kaldı. İşsizlik ve yoksulluk bu süreçte kadınları daha çok baskı altına aldı. Uygulanan istihdam, sağlık ve sosyal güvenlik politikaları kadınları erkeklere bağımlı kılarak daha da yalnızlaştırdı. Hasta, yaşlı, çocuk bakımını ve ev işlerini kadının görevi gören, ev içi emeği tanımlamayan, kadınlara evdeki görevlerini de ihmal etmemek adına esnek ve kısmi zamanlı olarak çalışma stratejilerini dayatan bu sistem kadınları eve mahkûm etti.
Kadınları toplumsal hayatın dışına iten ayrımcı ve cinsiyetçi politikalar yerine onların siyasal, sosyal ve ekonomik alanda eşit olarak yer almasını sağlayacak mekanizmalar geliştirilmelidir. Demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletinde kadının eşit ve özgür bir birey olduğu kamudaki tüm kurum ve kuruluşlar tarafından içselleştirilmeli, kadın haklarına aykırı hiçbir söylem ve eyleme izin verilmemelidir.
Kahramanmaraş merkezli iki büyük deprem sonrası yaşadığımız büyük yıkım hepimizi derinden yaraladı. Afetin hemen ardından bölgeye en hızlı ve organize şekilde ulaşan meslektaşlarımızın önemli bir bölümü kadın veteriner hekimlerimizdi. Fiziki koşulların zorluğuna ek olarak manevi olarak da yıpranan kadın veteriner hekimlerimiz, binlerce canın hem kurtarılmasında hem de tedavisinde önemli rol üstlendi. Hepsine minnettarız.
Uygulama sahasının ek zorluklarına rağmen, son yıllarda kadın meslektaş oranındaki hızlı artış bizim için büyük bir mutluluk kaynağı. İstanbul Veteriner Hekimler Odası olarak, kadınların bir asırdan fazla zamandır vermiş olduğu hak mücadelesinin yanında olduğumuzun altını çiziyor, başta kadın Veteriner Hekimlerimiz olmak üzere tüm kadınlarımızın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü kutluyoruz.
İSTANBUL VETERİNER ODASI
YÖNETİM KURULU
Ramazan Bayramı
23 Nisan Çocuk Bayramı
1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü
Anneler Günü
19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı
5 Haziran Dünya Çevre Günü
Doğaya verilen zararın tamir edilmesi ve doğanın yenilenmesi için yeni tahribatlar verilmeden yüzyıllar geçmesi gerektiği bilim insanları tarafından sürekli dile getirilmektedir. En büyük yanılgımız kendimizi doğanın sahibi sanmamızdır. Pandemi ile bir virüs bize yeniden hatırlattı ki insanoğlu doğanın sahibi değil, sadece bir parçasıdır.
5 Haziran 2023 Dünya Çevre Günü ana teması; “plastik kirliliğinin üstesinden gelmeye yönelik yapılabilecek çalışmalar” olarak belirlendi.
Kapitalist sistem tarafından; toplumun eğitim, sağlık, barınma ve beslenme ihtiyaçları, doğal kaynaklar, çevresel faktörler ve bilimsel esaslar dikkate alınmadan, kâr hırsıyla doğanın dengesi altüst edilmektedir.
Çevre sorunu bir bütündür ve kaynağında, gerekli önlemleri almak için kaynak ayırmaktan kaçarak üretim yapan bu anlayışın kendisi vardır.
Gezegenimiz bir bütün olarak değerlendirilmediği ve doğacak sorunlar hesaba katılmadığı için ülkeler arası ekonomik, sosyal ve kültürel eşitsizlikler hatta uçurumlar normal görülmektedir. Tamda bu anlayışın ürünü olarak İngiltere plastik atıklarını ülkemize göndermektedir. Coğrafyaları bölen bu anlayış her alanda olduğu gibi çevre kirliliği konusunda da dünyamızı büyük bir tehlikeye atmaktadır. Toplumu bilinçlendirmek farkındalığı arttırarak çevreyi korumak adına yapılan çalışmalar çok yetersizdir ve daha etkili önlemler alınmalıdır.
Çevreye ve ekosisteme çok uzun zamandır zarar veriyoruz. Her 3 saniyede bir dünyamız bir futbol sahası büyüklüğü kadar ormanlık alanını kaybediyor. Geçtiğimiz iki üç yılda sulak alanlarımızın yarısını kaybettik. Mercan resiflerinin %50’sini kaybettik, küresel ısınma 1.5°C ile sınırlı kalsa dahi 2050 itibariyle %90’ının kaybedileceği hesaplanıyor. Küresel sera gazı emisyonları üst üste 3 yıldır artmakta ve gezegenimiz artık bir iklim değişikliği felaketinin eşiğine gelmiş durumdadır. Doğaya bu zararlar verildikçe sonuçları pandemiden daha ağır olacak felaketlerle karşılaşmamız kaçınılmazdır.
İnsan, hayvan ve çevre sağlığının bir bütün olduğunu unutmadan buna uygun politikalar hayata geçirilmelidir.
İSTANBUL VETERİNER ODASI
YÖNETİM KURULU
16 Haziran Babalar Günü
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı
10 Kasım Atatürk'ü Anma Günü
24 Kasım Öğretmenler Günü